CEZA HUKUKUNDA UZLAŞTIRMA
Giriş
Uzlaştırma, hem ağırlıklı olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253-255. maddelerinde belirtilen usul hukukuna, hem de fail ve devlet arasındaki cezalandırma ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka ilişkin karma nitelikte bir düzenlemedir. Nitekim Yargıtay da uzlaştırmayı karma nitelikli bir hukuki müessese olarak kabul etmektedir.
Genel olarak uzlaştırma, uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle, şüpheli ya da sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin kanun ve yönetmelikteki usul ve hükümlere uygun olarak uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmış olmalarını ifade eder. Uzlaştırma, cezalandırıcı adalet anlayışına alternatif bir uyuşmazlık çözümü ve onarıcı adalet anlayışının önemli alanlarından biridir. Diğer bir ifadeyle uzlaştırma, yargılama dışı bir alternatif çözüm yoludur.
Uzlaştırma, fail ile mağdurun uzlaştırmacı önünde iradelerine uygun bir anlaşma yaparak ceza uyuşmazlığını gidermeleridir1. Uzlaştırma sürecinin başlayabilmesi için şüpheli hakkında iddianame düzenlenecek kadar yeterli şüphe oluşmalıdır.
Uzlaştırma, uzlaştırma kapsamındaki bir suç nedeniyle başlatılan ceza soruşturması veya kovuşturması sırasında, dosyanın Cumhuriyet savcısı ya da davaya bakan mahkeme tarafından uzlaştırma bürosuna gönderildiği, burada görevlendirilen uzlaştırmacının da öncelikle mağdurun zararının giderilmesine, şüpheli veya sanığın da yargılamanın sonuçlarından kurtulmasına yönelik olarak tarafları anlaştırmak için bir araya getirip uyuşmazlığın yargı dışı yolla çözümünü sağladığı bir süreçtir2.
Uzlaştırmanın temel ve en büyük amacının “barışma” olduğunu söyleyebiliriz. Zira fail ile mağdurun uzlaşması, her iki tarafın da aktif katılımını gerektiren kolektif bir yaklaşım sonucu ortaya çıkan barışmanın bir türüdür3. Alternatif bir uyuşmazlık çözüm yolu olan uzlaştırma, hem mağdurun hem de failin çözüm sürecine etkin biçimde katıldığı ve süreçte söz sahibi olduğu bir yöntem olması nedeniyle ceza adalet sistemine hizmet eden bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yönüyle uzlaştırma, Cumhuriyet savcılarının ve mahkemelerin iş yükünü azaltan, uyuşmazlığın çözümüne ilişkin süreci hızlandıran ve masrafları da mümkün olan en düşük düzeyde tutarak ceza adalet sistemini rahatlatan bir kurumdur.
Uzlaştırma, ceza adalet sisteminden tümüyle bağışık ve ayrık değildir. Bu nedenle uzlaştırmada tarafların adalete ve adaletin yerine gelme sürecine olan güven duygusunu sarsacak uygulama ve davranışlardan kaçınılmalıdır4. Uzlaştırma, hem mağdurun haklarını hızlı ve etkin bir yöntemle elde etmesini, hem de şüpheli ya da sanığın devletle arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmeyi amaçlamaktadır. Uzlaştırma, şüpheli/sanık hakları kadar mağdur haklarının da gözetilmesi ve geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşüncesiyle mağdura suçtan doğan zararının en kısa sürede giderilmesi olanağını sağlayan bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır5.
Uygulamada, özellikle taksirli suçlarda mağdurlar, soruşturma ve kovuşturma sürecine katılmadan, avukat tutmadan, yargılama masrafı ödemeden, daha önceden tanımadığı bir kişiyle husumet içine girmemek, mağduriyetinin bir an önce giderilmesini ve zararlarının karşılanmasını sağlamak için uzlaşmadan yana tavır sergilemektedirler. Kasten işlenen suçlarda da tarafların husumetin büyümemesi ve kısa zamanda barış ortamını sağlamak düşüncesi ile yine karşılıklı uzlaşmayı tercih ettikleri görülmektedir.
Özetle uzlaştırma, onarıcı bir adalet anlayışı olup, cezalandırıcı adalet anlayışına bir alternatiftir. Uzlaştırmayı benimsemek, cezalandırma sisteminden tamamen vazgeçmek anlamına gelmemekte, cezalandırıcı adalet anlayışının sakıncalarını mümkün olduğunca en aza indirmeye imkân tanımaktadır. Çünkü yargılama sonucunda ispat sorunları nedeniyle fiilin cezasız kalması da muhtemeldir. Yine fail cezalandırılsa dahi, fail ile mağdur arasındaki husumet sürmekte, gerçek anlamda bir barış sağlanamamaktadır. Uyuşmazlık mahkeme kararıyla sonuçlandığı için taraflar da kendi beklentileri bakımından sonuçtan tatmin olmamaktadırlar. Bu tatminsizlik, özellikle mağdurun zararının giderilmemesi veya husumetin sona ermemesi dolayısıyla yeni olaylara gebe olabilecektir. Ceza hukukunda suçun karşılığı yalnızca ceza olarak öngörüldüğü için, mağdurun zararının giderilmesi tali bir mesele olarak algılanır. Zararı giderilmeyen mağdur, ayrıca tazminat davası açmak ve icra takibinde bulunmak gibi başka hukuki yollara başvurmak zorunda kalmaktadır. Bu da hem kişilere bir yük hem de yargı için artı iş yüküdür. Zaten yargılama süreci taraflar için başlı başına uzun ve yıpratıcıdır. Uzun yargılama süreci de hem tarafların önemli ölçüde masraf yapmalarına yol açmakta, hem de usul ekonomisi ilkesine aykırı düşmektedir. Bu sebeplerle uzlaştırma müessesesinin daha işlevsel hale getirilmesi gerekir6.
2. Uzlaştırmanın Yararları
Alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak uzlaştırma, ceza adalet sistemine soluk aldırabilecek bir kurumdur. Mağdurun zararının giderilmesi ve onarıcı adalet fonksiyonu yanında ayrıca bir de moral unsuru vardır. Bu nedenle uzlaştırma, suçun faili bakımından cezanın fonksiyonlarından olan “özel önleme” fonksiyonuna yardım ettiği gibi mağdurun ve genel olarak toplumun da yararlarının korunmasını sağlar.
2.1. Mağdur Açısından
Uzlaştırma, mağdura, yapılan yargılama sonucu elde edeceği tatminden çok daha fazla tatmin sağlar. Mağdur, uzlaştırma sayesinde failin gözlerinin içine bakarak, yanıtı ancak fail tarafından verilebilecek soruları sorma ve söz konusu hukuka aykırı eylem dolayısıyla ne hissettiğini faile anlatma imkânına sahip olur. Failden intikam alma arzusu azalır. Suçtan kaynaklanan travmayı daha kolay atlatması sağlanır.
Uzlaştırma sayesinde mağdur, ceza ve tazminat davaları ile uğraşmaktan kurtulur; zararının kısa sürede giderilmesi sayesinde adalete duyduğu güven artar7. Zira ceza davalarında devletin asıl amacı mağdurun zararını karşılamak değil kamu düzeni ve güvenliğini sağlamak için faili cezalandırmak olduğundan, cezalandırma sonucu mağdur yeterince tatmin olmayacak ama uzlaştırma yoluyla tam olarak tatmini sağlanacaktır. Ayrıca ceza adalet sistemi yavaş işlediğinden soruşturma ve yargılama süreçleri de mağduru yormakta ve hatta bıkkınlık oluşturmaktadır. Uzlaştırma ile mağdur, ceza adalet sistemlerinin olumsuz etkilerinden kurtulmaktadır. Çünkü mağdur, en temel karar verici durumundadır. Uğradığı zararın nasıl giderileceği konusunda belirleyici bir konuma sahiptir.
2.2. Fail Açısından
Uzlaştırma sonucunda ortaya çıkan karar, failin kendi iradesinin de etkili olduğu bir karar olacaktır. Uzlaştırma sürecinde fail, hukuka aykırı eylemi nedeniyle mağdurun dünyasında yarattığı etkiyi görecek ve bu sayede gerçekten pişman olabilecek, mağdurun muhtemel intikam alma girişimlerinden de kurtulmuş olacaktır. Fail, ceza ve tazminat davaları ile uğraşmaktan kurtulacağı gibi, hapis ya da para cezası ile de karşı karşıya kalmayacaktır8.
Uzlaştırma sayesinde fail, ceza muhakemesi sonunda ceza almaktan ve dolayısıyla aldığı cezanın adli sicil kaydına işlenmesine ilişkin sonuçlardan da kurtulmakta, işlediği suç nedeniyle mağdurun duygularını anlama ve zararını giderme olanağına da sahip olmaktadır. Mağdur ile duygudaşlık yapma fırsatı bulmakta, mağdurun duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmakta ve gelecekte yeni bir suç işleme olasılığı da azalmaktadır. Böylece topluma yeniden kazandırılan fail, suçlu olarak damgalanmaktan kurtulup, eyleminin sonuçlarını mağdur ile birlikte yönetebilmektedir9.
2.3. Toplum Açısından
Uzlaştırma, tarafların adalet sistemine olan inanç ve güvenlerinin sağlamlaştırılmasını sağlar, faillerin toplumla yeniden bütünleşmelerine katkı sunar ve böylece sosyal barış gerçekleşir. Uzlaştırma kurumu, birbiriyle davalı bireyler yerine, birbiriyle uzlaşan insanlardan oluşan bir toplumun hüküm sürmesini sağlayacaktır10. Suçun işlenmesiyle birlikte bozulan toplumsal barış, uzlaştırma ile yeniden oluşturulur. Toplumun barış ve huzur içinde yaşamasına katkı sağlanır.
3. Genel Olarak Uzlaştırma Kapsamındaki Suçlar
Uzlaştırma kapsamındaki suçlar, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar ile şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın CMK’nın 253. maddesinde sayılan suçlardır. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup etkin pişmanlık hükümleri öngörülen suçlar (mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, kullanma hırsızlığı vs.) ile basit hırsızlık ve basit dolandırıcılık suçlarında da uzlaştırma yoluna gidilir.
24.11.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile CMK’nın 253. maddesine getirilen yeni düzenlemeyle, mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Suça sürüklenen çocuklara yüklenen cinsel taciz suçuyla ilgili olarak da uzlaştırma yoluna gidilir.
Ancak uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz. (CMK.m.253/3). Örneğin, uzlaştırma kapsamında olan hakaret suçunun uzlaştırma kapsamında olmayan cinsel istismar suçu ile birlikte işlenmesi halinde uzlaştırma hükümleri uygulanamayacaktır.
Ayrıca aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın, birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda ancak uzlaşan şüpheli veya sanık uzlaştırmadan yararlanır. (CMK.m.255).
4. Uzlaştırmanın Etkileri
Soruşturma kapsamında uzlaştırma sonuçlanınca, şüpheli edimi yerine getirdiyse kovuşturmaya yer olmadığına, edim ileri bir tarihe ertelenmişse edimin ifasına kadar kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez.
Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez. (CMK.253/18). Ancak, uzlaştırma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören, uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler. (CMK.m.253/16). Şüphelinin edimini yerine getirmemesi halinde uzlaştırma raporu veya belgesi, İcra ve İflas Kanunu’nun
38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır. Ayrıca, uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle maddi veya manevi tazminat davası açılamaz. Açılmış olan davadan ise feragat edilmiş sayılır.
Uzlaştırma gerçekleşip Cumhuriyet savcısı tarafından onaylanmak suretiyle kesinleştikten sonra, mağdurun uzlaşma konusu edimin yerine getirilmesini kabul etmemesi ve dolayısıyla uzlaşmadan vazgeçmesi mümkün değildir. Bu nedenle mağdurun uzlaşma konusu edimin yerine getirilmesini kabul etmemesi hâlinde dahi, şüphelinin kendisine yüklenen edimi, uzlaşma raporunda belirtildiği şekilde yerine getirmesi ile sorumluluktan kurtulacağının kabulü gerekir. Ancak nakdi bir ödemenin bizzat mağdura yapılması şeklinde bir edim söz konusu ise, şüpheli soruşturma makamından ödeme yeri tayini isteyebilmeli ve belirlenen bu yere yapılan ödeme geçerli kabul edilmelidir. Bu şekilde yapılmış bir ödeme varsa uzlaşma gerçekleşmiş ve edim yerine getirilmiş sayılacağından, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmelidir11.
Kamu davası açıldıktan sonra da kovuşturma konusu suçun CMK’nın 253. maddesinde belirtilen suçlardan olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri mahkeme tarafından gerçekleştirilir. (CMK.m.254/1). Kamu davası devam ederken suç vasfının değişmesi nedeniyle kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri CMK’nın 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre, mahkeme tarafından dosya uzlaştırma bürosuna gönderilerek yapılır. Uzlaşma gerçekleştiği takdirde mahkeme, uzlaştırma sonucunda sanığın edimini defaten yerine getirmesi halinde davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde ise sanık hakkında CMK’nın 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrasındaki şartlar aranmaksızın hüküm açıklanacaktır.
5. Suça Sürüklenen Çocuklarda Uzlaştırma Yöntemi
Ceza sorumluluğu bulunmayan çocuklar bakımından güvenlik tedbirlerinin uygulanması söz konusu iken, uzlaştırma hükümleri uygulanamaz.
12-15 yaş grubundaki çocuklar ile 1518 yaş arasındaki sağır ve dilsiz çocukların öncelikle işledikleri fiilin anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadıkları ve davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, ceza sorumluluklarının bulunması halinde uzlaşma yoluna gidilir12.
CMK’nın 253/4. maddesinde, şüphelinin ergin olmaması halinde uzlaşma teklifinin kanunî temsilcisine yapılacağı öngörülmektedir. Uzlaştırma Yönetmeliğinin 8/2. maddesinde ise “Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin reşit olmaması ya da kısıtlı olması hâli ile mağdur veya suçtan zarar görenin ayırt etme gücü bulunmaması durumunda, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Bu kişilerin ayırt etme gücüne sahip olup olmadıkları Cumhuriyet savcısı tarafından araştırıldıktan sonra, uzlaşma teklifinin muhatabı belirlenir” hükmüne yer verilmiştir.
Uzlaştırma görüşmelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi veya vekil katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin açıklayıcı tebligata rağmen müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşma kabul edilmemiş sayılır. (CMK m. 253/13).
Soruşturma konusu suçun uzlaştırmaya tâbi olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya uzlaştırma bürosunun atadığı uzlaştırmacı, mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilere yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini, açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren 3 gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılır. Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaştırmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.
Pekin Kuralları’nın 15. maddesinde ebeveyn, yasal danışman (avukat) ve yasal temsilcinin (vasi) yargılamalara katılma hakkı bulunduğu ve yargılayan makamın olayı en iyi biçimde çözüme bağlamak için bu kişilerden çocuğun çıkarları adına kendisine katkıda bulunmalarını talep edilebileceği, bu kişilerin çocuğa karşı ancak bir tavır sergilemeleri ihtimali söz konusu olduğunda duruşmalara ya da arabuluculuk görüşmelerine alınmamaları öngörülmektedir. Uzlaştırma müzakerelerinde bu hususa dikkat edilmelidir.
Uzlaştırma müzakerelerinde çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi de bulunmalıdır13.
6. Edim
Uzlaşmanın sağlanması için maddi edim (para, malın aynen iadesi) söz konusu olabileceği gibi özür dileme, hediye alma vb. manevi edimler de yeterli olmalıdır14. Ancak edimin hukuki ve ahlaki olması gerekir. Uygulamada sivil toplum kuruluşlarına bağış yapılması, hastane masraflarının karşılanması, trafik kazalarında hasar bedelinin ödenmesi, yırtılan elbisenin yenisinin alınması, kütüphaneye kitap bağışı yapılması vs. maddi edimlerle veya daha dikkatli olacağına dair söz verme, özür dileme, gazetede özür ilanı vs. manevi edimlerle uzlaştırmanın yapıldığı gözlemlenmektedir.
7. Uzlaştırma Kapsamına Alınması Önerilen Suçlar
Aşağıda belirttiğimiz suçların uzlaştırma müessesesi kapsamına alınması halinde, bu kurumun ceza adalet sistemi açısından çok daha faydalı ve işlevsel hale geleceği kanaatindeyiz:
a) TCK.m.165 (suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi)
b) TCK.m.86/2-3 (kasten yaralama)
c) TCK.m.107/1-2 (şantaj)
d) TCK.m.125/3-a (kamu görevlisine hakaret)
e) TCK.m.163/1-2 (karşılıksız yararlanma)
f) TCK. m.232/1-2 (kötü muamele)
g) TCK.m.265/1 (görevi yaptırmamak için direnme)
8. Uzlaştırmacının Sahip Olması Gereken Niteliklere Dair Öneriler
Uzlaştırma müessesesi ayrı bir uzmanlık gerektirdiğinden, uzlaştırmacı olarak görev alacak olan kişinin ceza hukuku alanında uzman ve tecrübeli olması şarttır. Uzlaştırmacının ceza hukuku bilgisine sahip olması gerektiği gibi, uzlaştırma işlemlerinde kullanılması zorunlu olan insan ilişkileri, psikoloji ve iletişim teknikleri alanında da özel yeteneklere sahip olması gerekir. Bu nedenlerle uzlaştırmacının ciddi bir şekilde eğitilmesi ve eğitiminin belli dönemlerde yenilenmesi gerekmektedir.
TCK’DA YER ALAN UZLAŞMAYA TABİ SUÇLAR (YETİŞKİNLER İÇİN)
Kasten Yaralama
TCK 86/1 (86/3-a.b.c.d.e ile birleşmesi halinde uzlaşmaya tabi değil)
– TCK 86/2 (Şikâyete tabi; 86/3.a.
b.c.d.e ile birleşmesi halinde uzlaşmaya tabi değil)
– TCK 88
Taksirle Yaralama
– TCK 89/1-2-3-4 (Şikâyete tabi; bilinçli taksir halinde 89/1 hariç şikâyete tabi değil; bilinçli taksir olsa bile 89/1-2-3-4 uzlaşmaya tabi)
Tehdit
– TCK 106/1-birinci cümle
– TCK 106/1-ikinci cümle (Şikâyete tabi)
Konut Dokunulmazlığın İhlali
– TCK 116/1-2 (Şikâyete tabi)
– TCK 116/4 (Şikâyete tabi değil, uzlaşmaya tabi)
– TCK 116 ile 119 birleşirse uzlaşmaya tabi değil
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali
– TCK 117/1 (Şikâyete tabi; 119 ile birleşirse uzlaşmaya tabi değil)
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma
– TCK 123/1 (Şikâyete tabi)
Hakaret
TCK 125/1-2-3.b.c-4 (Şikâyete tabi; 125/3-a şikâyete ve uzlaşmaya tabi değil)
Kişinin Hatırasına Hakaret
– TCK 130/1-2 (Şikâyete tabi)
Haberleşmenin Gizliliğini İhlal
– TCK 132/1-2-3 (Şikâyete tabi)
Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması
– TCK 133/1-2-3 (Şikâyete tabi)
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal
– TCK 134/1-2 (Şikâyete tabi)
Hırsızlık
– TCK 141
– TCK 144 (Şikâyete tabi)
Kullanma Hırsızlığı
– TCK 146 (Şikâyete tabi)
Yağma Suçunda Daha Az Ceza Getiren Hal
– TCK 150 (Tehdit kapsamında kalacak; cebir varsa kasten yaralamaya ilişkin uzlaşmaya tabi durumlar söz konusu olacak)
Mala Zarar Verme
– TCK 151/1-2 (Şikâyete tabi)
Hakkı Olmayan Yere Tecavüz
– TCK 154/1 (Şikâyete tabi)
Güveni Kötüye Kullanma
– TCK 155/1 (Şikâyete tabi)
Bedelsiz Senedi Kullanma
– TCK 156 (Şikâyete tabi)
Dolandırıcılık
– TCK 157/1
Dolandırıcılıkta Daha Az Cezayı Getiren Hal
– TCK 159 (Mağdur gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olmak kaydıyla, 157/1 ve 158/1-2 şikâyete ve uzlaşmaya tabi)
Kaybolmuş veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf
– TCK 160 (Şikayete tabi)
(TCK’nın 142, 143, 152, 152/2,
158, 161, 162, 163, 164, 165 ve 166.
maddelerindeki suçların 167/2. maddede belirtilen kişilere karşı işlenmesi halinde, bu suçlar da şikayete ve uzlaşmaya tabi)
Açığa Atılan İmzanın Kötüye Kullanılması
– TCK 209/1 (Şikâyete tabi)
Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali
– TCK 234/1 (Şikâyete tabi)
Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması
– TCK 234/1-2
– TCK 234/3 (Şikâyete tabi)
Ticari Sır, Bankacılık Sırrı veya Müşteri Sırrı Niteliğindeki Bilgi veya Belgelerin Açıklanması
– TCK 239/1-2 (Şikâyete tabi)
– TCK 239/3 (Şikâyete tabi değil)
TCK’DA YER ALAN UZLAŞMAYA TABİ SUÇLAR (SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR İÇİN)
Kasten Yaralama
TCK 86/1
– TCK 86/2 (Şikâyete tabi)
– TCK 86/2-3.a.b.c.d.e. (Şikâyete tabi değil; uzlaşmaya tabi)
– TCK 88
– TCK 86/2-3.a.b.c.e (87/3 ile birleşmesi halinde uzlaşmaya tabi)
Taksirle Yaralama
– TCK 89/1-2-3-4 (Şikâyete tabi; bilinçli taksir halinde 89/1 hariç şikâyete tabi; bilinçli taksir olsa bile 89/1-2-3-4 uzlaşmaya tabi)
İnsan Üzerinde Deney
TCK 90/1
Organ ve Doku Ticareti
TCK 91/2-6
Terk
TCK 97/1
Yardım ve Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi
TCK 98/1-2
Çocuk Düşürtme
– TCK 99/2-son cümle
Çocuk Düşürme
TCK 100/1
Kısırlaştırma
TCK 101/2
Şantaj
TCK 107/1-2
Cebir
TCK 108/1 (86/2 veya 86/23.a.b.c.d.e. ile birleşmesi halinde şikâyete tabi değil; uzlaşmaya tabi)
Siyasi Haklarının Kullanılmasının Engellenmesi
– TCK 114/1 (119 ile birleşirse uzlaşmaya tabi değil)
İnanç Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme
– TCK 115/1-2-3 (119 ile birleşirse uzlaşmaya tabi değil)
Konut Dokunulmazlığının İhlali
– TCK 116/1-2 (Şikâyete tabi)
– TCK 116/4 (Şikâyete tabi değil ancak uzlaşmaya tabi; 119 ile birleşirse uzlaşmaya tabi değil)
– TCK 116/2 ile 119/1 birleşirse şikâyete tabi değil ancak uzlaşmaya tabi)
İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali
– TCK 117/1 (Şikâyete tabi)
– TCK 117/2-3-4 (Şikâyete tabi değil ancak uzlaşmaya tabi)
Nefret ve Ayrımcılık
TCK 122/1.a.b.c.d
Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma
– TCK 123/1 (Şikâyete tabi)
Haberleşmenin Engellenmesi
TCK 124/1
Hakaret
– TCK 125/1-2-3.a.b.c-4 (Tamamı uzlaşmaya tabi; 125/3-a hariç şikâyete tabi)
Kişinin Hatırasına Hakaret
– TCK 130/1-2 (Şikâyete tabi)
Haberleşmenin Gizliliğini İhlal
– TCK 132/1-2-3 (Şikâyete tabi)
Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması
– TCK 133/1-2-3 (Şikâyete tabi)
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal
– TCK 134/1-2 (Şikâyete tabi)
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi
TCK 135/1
Verileri Yok Etme
TCK 138/1
Hırsızlık
– TCK 141 (143 ile birleşirse uzlaşmaya tabi değil)
– TCK 144 (Şikâyete tabi; 143 ile birleşirse şikâyete tabi değil ancak uzlaşmaya tabi)
Kullanma Hırsızlığı
– TCK 146 (Şikâyete tabi)
Yağma Suçundan Daha Az Cezayı Gerektiren Hal
– TCK 150 (Tehdit 106/1 kapsamında kalacak, cebir varsa kasten yaralamaya ilişkin uzlaşmaya tabi durumlar söz konusu olacak)
Mala Zarar Verme
– TCK 151/1-2 (Şikâyete tabi)
Hakkı Olmayan Yere Tecavüz
– TCK 154/1 (Şikâyete tabi)
Güveni Kötüye Kullanma
– TCK 155/1 (Şikâyete tabi)
Bedelsiz Senedi Kullanma
– TCK 156/1 (Şikâyete tabi)
Dolandırıcılık
TCK 157/1
Dolandırıcılıkta Daha Az Cezayı Getiren Hal
– TCK 159 (Mağduru gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişi olmak kaydıyla, 157/1 ve 158/1-2 şikayete ve uzlaşmaya tabi)
Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf
– TCK 160/1 (Şikâyete tabi)
Karşılıksız Yararlanma
TCK 163/1-2-3
Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi
TCK 165/1
Bilgi Vermeme
TCK 166/1
(TCK’nın 142,143,152,155/2, 158,161,164
maddelerindeki suçların 167/2. maddesinde belirtilen kişilere karşı işlenmesi halinde bu suçlar da şikayete tabi ve uzlaşma kapsamında)
Açığa Atılan İmzanın Kötüye Kullanılması
– TCK 209/1 (Şikâyete tabi)
Çocuğun Soy bağını Değiştirme
TCK 231/1-2
Kötü Muamele
TCK 232/1
Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali
– TCK 233/1 (Şikâyete tabi)
TCK 233/2-3
Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması
– TCK 234/1-2 -TCK 234/3 (Şikâyete tabi)
Ticari Sır, Bankacılık Sırrı veya Müşteri Sırrı Niteliğindeki Bilgi veya Belgelerin Açıklanması
– TCK 239/1-2 (Şikâyete tabi)
– TCK 239/3 (Şikâyete tabi değil)
Bilişim Sistemine Girme
– TCK 243
Bilişim Sistemindeki Verileri Bozma, Yok Etme, Değiştirme
TCK 244/2
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme
TCK 265/1
DİPNOTLAR:
1. Centel, Nur/Zafer, Hamide, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınları, 11. Bası, İstanbul 2014, s. 477.
2. Erdem, Mustafa Ruhan/Eser, Ferda/ Özşahinli, Pakize Pelin, 100 Soruda Uzlaşma, Seçkin Yayınevi, Ankara 2015, s. 19.
3. Sezer, Ahmet, Öğreti ve uygulamada Ceza Usul Hukukunda Uzlaşma. Ankara: Adalet, 2010, s. 52.
4. Erdem/Eser/Özşahinli, s. 19.
5. Erdem/Eser/Özşahinli, s. 20.
6. Gökalp, Özge Tuğçe, Ceza Usul Hukukunda Uzlaşma, Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi C: 5, No: 1, 2013, s. 28-29.
7. Aladağ, Cengiz. Ceza Hukukumuzda Yeni Bir Kavram, www.cezabb.adalet. gov.tr/makale/188.doc , (Erişim Tarihi: 15.03.2017)
8. Aladağ, Cengiz. Ceza Hukukumuzda Yeni Bir Kavram, www.cezabb.adalet. gov.tr/makale/188.doc , (Erişim Tarihi: 15.03.2017)
9. Erdem/Eser/Özşahinli, s. 21.
10. Aladağ, Cengiz. Ceza Hukukumuzda Yeni Bir Kavram, www.cezabb.adalet. gov.tr/makale/188.doc , (Erişim Tarihi: 15.03.2017)
11. Gültekin, Özkan, Mağdur Hakları Bakımından Uzlaşma, Adalet Dergisi, Y: 2012, S: 44, s. 84.
12. Sevük, s. 84.
13. Sevük, s. 85.
14. Özbek ve diğerleri, s. 914.