ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL VE MÜSTEHCENLİK SUÇU ARASINDAKİ FARKLAR- AVUKAT CENK AYHAN APAYDIN
Özel hayatın gizliliği eylemi müstehcenlik suçu içerisinde erirse artık eylem müstehcenlik suçunu oluşturacaktır. Nitekim Yargıtay’ın aynı doğrultudaki bir kararında şöyle denilmektedir;” Suç tarihinde kayden 21.04.1999 doğumlu olup 17 yaşında olan şikayetçinin rızası kapsamında gönderdiği cinsel organları gözüken çıplak resimlerini, kayden 01.01.2000 doğumlu olup 16 yaşında olan tanık K…’a ve temyiz dışı sanık H..’a gönderen sanığın sübut bulan eyleminin bir bütün halinde toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki cinsel organları gözüken cinsel ve fiziksel mahremiyete ilişkin müstehcen görüntünün 16 yaşındaki tanık K..’un görmesine neden olunması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 226/5. maddesinde düzenlenen çocuğa ait müstehcen görüntünün çocuğa gösterilmesi suretiyle müstehcenlik suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, yasaya aykırılık oluşturmaktadır”[1].
Eylemin doğru vasıflandırılması için somut olayın özelliklerinin titizlikle incelenmesi örneğin mağdur eğer çocuk değilse eylem müstehcenlik olmayıp özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaktadır. Nitekim Yargıtay’ın aynı doğrultudaki bir kararında şöyle denilmektedir; “İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; sanık ile katılanın evlilik dışı yaşamış oldukları ilişkiyi sanığın kaydederek katılanın akraba ve tanıdıklarına gönderdiğine yönelik soyut iddialar dışında delil bulunmadığı gerekçesi ile sanık hakkında beraat kararı verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince katılanın sanıktan habersiz görüşmüş olduğu tanık K..’ın anlatımına itibar edilmediği ve diğer tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilmesine karar verildiği, bu tanıklardan katılanın eski eşi olan ve sanık ile arasında bir husumet bulunmayan T…’ın da kendi kullanmış olduğu cep telefonu numarasına katılanın cinsel ilişkiye girdiği anlara ilişkin görüntülerin gönderilmiş olduğunu beyan ettiği, bu suretle sanığa atılı suçun sabit olduğu gerekçesiyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 134/2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılmalarına karar verilmiş olup temyiz isteminin reddine karar verilmiştir”[2].
Yargıtay’ın
aynı doğrultudaki bir kararında şöyle denilmektedir; “İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler,
soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate
alınarak yapılan değerlendirmede; sanığın katılan ile sosyal medya üzerinden
iletişim kurarak katılanın rızası ile kendisine ait cinsel organlarının
gözüktüğü fotoğraflar gönderdiği, aralarında geçen tartışma sonrasında sanığın
katılana ait fotoğrafları yaymakla korkuttuğu, katılan ile aynı yurtta kalan
Esra’nın anlatımı ile sanığın katılana ait fotoğrafları gönderdiğinin sabit
olduğu ve sanığın talimat yoluyla alınan savunmasında üzerine atılı suçlamayı
ikrar ettiği gerekçesiyle sanığın üzerine atılı şantaj ve özel hayatın gizliliğini
ihlal suçlarından mahkumiyetine dair hüküm kurulmuştur. Bölge Adliye
Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak sanık hakkında şantaj
suçunun farklı zamanlarda gerçekleştirmesi nedeniyle zincirleme suç hükümleri
uygulanarak cezalandırılmasına, katılana ait görüntü içeriği itibariyle
katılanın cinsel organlarının görünmesi nedeniyle müstehcen görüntü olduğu,
müstehcen görüntünün tanık sıfatı ile dinlenen çocuk Esra’ya gönderilmiş olması
nedeniyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan hüküm kaldırılarak
sanığın müstehcenlik suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş olup temyiz
isteminin reddine karar verilmiştir”[3].
[1] Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 30. 06. 2025 tarihli, 2022/9747 esas ve 2025/5751 sayılı kararı (UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).
[2] Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 23. 06. 2025 tarihli, 2023/3042 esas ve 2025/5538 sayılı kararı (UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).
[3] Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 23. 06. 2025 tarihli, 2023/2239 esas ve 2025/5537 sayılı kararı (UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).